Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

HASTA TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK

HASTA TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK-Erdogan Zamur
images 1Türkiye’de gündem oldukça yoğun, 17 Aralık operasyonuyla artık gizlenemez duruma gelen AKP-Cemaat çatışması giderek sertleşiyor. Türkiye de kartlar yeniden dağıtılıyor, yeni ittifaklar, yeniden pozisyon alanlar var. İktidar mücadelesinin sertleşmesi ile birlikte ekonomide de ibreler hep aşağıya doğru bir eğilim içine girdi. Bunun yanında, 30 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerde partilerin adaylarını açıklaması devam ediyor. Bütün bu seçim telaşı içinde unutulan daha doğrusu sadece bir avuç insan hakları savunucusu ve aileleri tarafında gündemde tutulmaya çalışılan “ hasta tutsakların” durumu konusunda ki ölüm sessizliği ne yazık ki devam ediyor.
 
Türkiye ve Kürdistan Cezaevlerinde yüz binlerce insan tutsak. Resmi rakamlara bakınca bir yılda yüzlerce tutsağın zindanlarda hayatını kaybettiğine tanık oluyoruz. Cezaevlerinde en son 1 Eylül 2012 de başlayan ve 68 gün süren açlık grevi döneminde birçoğumuz bu eylemi insani bulmamış, başka mücadele yöntemi olduğundan dem vurmuştuk. Peki, bugün ne yapıyoruz? Her geçen gün durumu giderek ağırlaşan “hasta tutsaklar” için adeta insanlığımız kış uykusuna yatmış durumda. Politik bir konu hakkında sayfalarca yazan, çizen, konuşan varken hasta tutsaklar için sadece bir avuç insan hakları savunucusu ve aileden başka kimse yok.
 
İnsanoğlu, vicdan sahibi bir yaratıma sahiptir. Olayları değerlendirirken vicdanına göre hareket eder. Ancak, bugünlerde insanların vicdanı kış mevsimine nazire yaparcasına “kış uykusuna” girmiş durumda. Evet, seçimler yaklaşıyor, çalışma temposu artmış olabilir. Benim için, bir belediye başkanlığı kazanmaktansa bir tutsağın serbest bırakılması daha değerlidir. Buradan başta siyasiler olmak üzere bütün yazan, çizen, konuşan velhasıl kendine insanım diyenlere bir çağrım var.  Bir hafta boyunca sadece hasta tutsakların durumunu yazın, çizin, konuşun, paylaşın.
 
Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan ile Devlet arasında devam eden görüşmelerde de en fazla dile gelen konu hasta tutsakları durumudur. Ancak bu konuda hiçbir ilerleme kaydedilmedi. En son KCK yürütme konseyi üyesi Sayın Sabri Ok’un yapmış olduğu açıklamada da hasta tutsakların durumuna dikkat çekilerek halkı tutsakları sahiplenmeye çağırdı. Devlet eğer Kürtlerle bir barış sağlayacaksa başta hasta tutsakları derhal, ön koşulsuz serbest bırakmak zorundadır. Çünkü hasta tutsakları yaşamı asla ve asla pazarlık konusu yapılamaz. Bütün ideolojilerden bağımsız, yaşam hakkına sahip çıkmak insan olmanın temel gereğidir. Şu PKK’lidir, şu Ergenekon’cudur, şu İslam’cıdır, şu adlidir gibi kategorik bir anlayış insani değildir. 
 
Yaşam hakkı kutsaldır. Gözümüzün önünde gün be gün ölüme giden tutsaklar için sesimizi çıkarmıyorsak, ne yazar olmamızın, ne siyasetçi olmamızın, ne de insan olmamızın bir anlamı yoktur. Bu yazıyı pek çok kişinin okuma gereği bile duymayacağına eminim. Çünkü bu yazı siyaset içermiyor. Sadece insanlığa bir çağrı yapıyor. Ama herhangi bir örgütü öven ya da yeren bir yazı yazsam bir sürü olumlu ve olumsuz tepki görürüm. Konuşmak yeterli midir? Hayır, gün eylemsellik günüdür. Hepimizin yapacağı bir şey vardır. Yeter ki vicdanlarımızın sesini dinleyelim.
 
Evet, insanlığımız ne yazık ki hala kış uykusundadır. Zindanlarda durumu ağır olan yüzlerce tutsak var. Her geçen gün durumları daha da kötüleşiyor. Bu insanlara sahip çıkmak, her şeyden önce insan olmaya çalışmaktır. Bizler kendimize insanız diyorsak, bir örgütün, kurumun bize bir şey demesine gerek duymadan harekete geçebiliriz. Fazla değil, bir haftalık bir duyarlılık inanıyorum ki birçok insanı, kurumu harekete geçirecektir. Zindanlarda bir tek insanın bile ölmemesi için bugünden harekete geçmeliyiz. Yarın oluşacak bir olumsuzluktan dolayı kendimizi suçlu görmeyebiliriz. Ama insanlık adına üstümüzde bir yük olduğunu yok sayamayız.
Susma haykır: “Zindanlar boşaltılsın. Hasta tutsaklara özgürlük”
 
ERDOGAN ZAMUR