Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Partiler, seçimler sonuçlar ve Aleviler -Baki Gül

12 Haziran 2011 genel seçimlerinin sonuçlarını her siyasal güç kendi açısından farklı değerlendiriyor. Parlamentoda temsil hakkını elde eden dört temel siyasi parti sonuçları kendisi açısından başarılı yorumluyor. 

AKP yüzde 50’ye varan oy oranı ile 3. Recep Sultan Dönemi’ne girdiğini deklare ediyor. Kendisi dışındaki partilerin aldıkları sonuçları ise basit kılan açıklamalar ile geçiştirmeye çalışıyor. Kısacası AKP kendisi açısından ulaştığı doyum noktasının hazzını biraz da küstahça etrafına yansıtıyor. Tayyip Erdoğan’ın AKP balkonundan yaptığı konuşmanın satır aralarındaki mesajlarda bu vardı. Seçim meydanlarında söyledikleri, polisine ve medyasına yaptırdıklarını hemen unutulmasını istiyor. Ama Erdoğan’ın hala anlayamadığı bir temel nokta var. Sayısal başarılar, görece ekonomik istikrar tespiti AKP’nin Türkiye’nin temel sorunlarına doğru yaklaşımı engellemektedir. Sorunları temelden çözmek yerine yakaladığı siyasal güç ile çözümü ötelemek ve soruna yüzeysel tanım getirmek AKP’nin bu dönemde temel karakteri haline gelecek gibi. AKP kendi devletini sisteme kavuşturma ve iktidarını daha da derinleştirme konusunda mesai harcayacak gibi görünüyor.

CHP açısından 12 Haziran seçimleri tam bir kaotik durum oluşturuyor. CHP aslında tam da şimdi „kaos aralığına“ girmiş durumda. Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden bir fenomen yaratmaya çalışanlar CHP’deki dizayn sürecini tam olarak sağlayamadılar. Seçimlerin hemen sonrasında CHP içinde tasfiye edildiği zannedilen başta Deniz Baykal ve ekibi olmak üzere bütün hizipler yaptıkları ilk açıklamalar ile başkaldırmaya başladı. Kılıçdaroğlu’nun başarısızlığı, kişiliksiz siyasetinin CHP içinde daha derin tartışmaları yaratacağı ve CHP’nin bölünebileceği tehlikesi olasılıklar dahilinde. Eğer CHP’yi Kılıçdaroğlu üzerinden dizayn etmek isteyenlerin ısrarı devam ederse, önümüzdeki birkaç gün içerisinde Deniz Baykal vb. susması gerekecek. Ama durum şimdilik öyle görünmüyor. Kılıçdaroğlu hem parti içinden hem de seçmenleri tarafından baskı altında tutulacak. Özellikle Alevi Kürtlerin CHP’yi destekleyerek yaşadıkları hayalkırıklığı pek de giderilebilecek durumda değil. 

MHP açısından seçim sonuçları CHP’nin durumundan farklı değil. Sadece bütün olumsuz durumlara karşın barajı aşıyor olmaları MHP’yi biraz rahatlatmış gibi. Ancak MHP içinde müthiş bir kapışmanın olacağı kesin. MHP içindeki hesaplaşmanın zeminin daha fazla militanlaşma ile AKP’lileşme arasında olacak. Daha doğrusu devletleşen AKP’nin milliyetçiliği ile klasik MHP çizgisinin çatışması yeni MHP’yi yaratacak. Ancak MHP için ortaya çıkan bir durum var ki oldukça önemli. Türkiye’nin yeni siyasal haritasında MHP gibi bir yapılanmaya pek de ihtiyaç yok gibi.

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu açısından durum biraz daha farklı. Bileşenlerin niteliği, özelliklerinin zenginliği Meclis’te farklı bir durum yaratacak. Herkesin dikkatleri Meclis’te oluşacak grubun her açıklaması ve yürüteceği politika üzerinde olacak. Bloğun bileşenlerinin bundan sonra ortak örgütlülük, çatı partisi üzerine yürüteceği çalışmalar da önümüzdeki dönem açısından önemli. AKP-CHP ve MHP’ye karşı gerçek alternatif olma ve bunun kitle tabanını yaratma bu Blok’un önemli bir misyonu olarak tanımlanıyor. Dolayısıyla Kürt sorunu konusunda Kürtlerin desteğini ve temsiliyetini alan Blok, Türkiye’nin sorunları açısından da benzer değerde bir destek ve temsiliyete kavuşmak durumda. Aksi durumda Blok’un gelişmesi statik bir hal alır. Ancak Kürdistan’daki demokrasi ve özgürlük moment Batı merkezine doğru bir düzlem üzerinden kayarsa Türkiye’nin Batısı’nda AKP’nin gerçek alternatifi Blok üzerinden yükselecek. 

12 Haziran seçimlerinde iki önemli nokta daha açığa çıktı. Saadet Partisi ve türevleri, Doğru Yol Partisi, DSP ve türevlerinin artık esamesi okunmuyor. Bu partilerin siyaset sahnesine bir daha dönmesi çok zor. İkinci önemli nokta ise, Alevilerin özellikle de Kürt Alevilerin CHP, daha doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden kurdukları bağın tehlikesi. Aleviler, özellikle de Kürt Aleviler büyük bir yanılgı ile oylarını CHP’ye verdi. Ancak 13 Haziran’da pişman oldular. Demokratik Kürt siyaseti seçim sürecinde AKP’nin dini kullanma politikalarını iyi deşifre etti. Ancak devletin özellikle de CHP üzerinden geliştirilen Alevi politikasını aynı oranda deşifre edemediler. Yani AKP’nin İslam’ı kullanması ile CHP’nin Aleviliği kullanması aynı politikadır. Dersim, Maraş vb illerin yanı sıra metropollerde Kürt Alevi oylarının yöneldiği adresin CHP olması bu nedenledir. 

Sonuç olarak 12 Haziran seçimleri Kürt Özgürlük Hareketi’nin siyaset alanındaki gelişme düzeyini ve ne kadar önemli bir dinamik olduğunu gösterdi. AKP ise devletleşme zemininde kendisini var etme uğraşısına girdi. CHP ve MHP ise olmak ya da olmamak sürecine girdi.