Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Özgürlüğün tarihten gelen sesi ve barışın bayramıdır Newroz

Firdevsi’nin ilk Newroz günü, Cemşit’in Babil’i fethedilmesi günüdür. Kasitlerin, Akadları tarih karanlığına hapsettiği gündür. İfade edilen, yumuşatılan demirin sayesinde ziraatla zenginleşmenin oluştuğudur. Ziraat ile uğraşmak, sınıflaşmanın yani medeniyet çığırının açıldığıdır. Demir sayesinde harp ve savunma silahlarına sahip Cemşit, kolayca Babil’e girmiştir. Vurgulamak istediğim “demir devriminin” sahibi Hurrilerin Kasitlerin atası olduğudur. Yedi yüz yıl ömürlü Kasitleri Hurrilerin soyundan olduğunu bizzat Firdevsi atıfta bulunmaktadır. O halde askeri ve iklim, astronomi verileriyle birinci Kürt Newroz bayramı tarih belgelidir.

Firdevsi’nin tasarımındaki son Newroz belgesi çok önemli bir tarihi tespiti de beraberinde getirmektedir. O tarih, Avesta’nın yazılış tarihinin Med dönemine denk gelmesidir. Çünkü Cemşit’in Newroz’unda din kaynaklı olmadığı belirtilmiştir. Hâlbuki ikinci Newroz bayram ifadesinde tüm simgeli şahıslar, ifadeler Avesta kaynaklıdır. Avesta’nın Med Magilerince yazıldığını bizzat Firdevsi zımni olarak mühürlemektedir. Avesta, evet Medlerin döneminde tanzim edilmiştir.

Firdevsi, Medler Ahamenit (Pers)- tirler demedi, diyemiyor. Ortada bırakıyor. Geriye Kürtler Med soyundan değildir ifadesi yerine, soysuz ve Allahsız, kara çadırlıdırlar, diyor. Bu tarihi çarpıtma değil mi? Bu ikinci Kamis’in vasiyetiyle hareket etmek değil mi? Bir halkı kültüründen koparırsanız o halk bedeni, iradesini kurabilir mi?

Firdevsi çok büyük tasarımcıdır. Olayları cereyanlarına göre, çok iyi birbirine bağlıyor. Zaman, mekân ve insan unsurlarını kusursuzca planlıyor. Çok zeki ve büyük Pers milliyetçisidir. Olayları anlatırken devranın geçerli güçlerini hiçbir zaman göz ardı etmiyor. İslam dininin hassasiyetlerine, riayette kusursuzdur. Tarihi ve kültürel olayları çok iyi şekilde, analizle izah edip İran coğrafyasında sahipsiz bırakıyor. Bu tarihi zenginliğin, kimsenin geçmişi değilmiş gibi davranıyor. Hâlbuki bahsi geçen Kasit ve Med’in varisi, başsız bırakılan fakir, bahtsız Kürt halkıdır diyemiyor. Onlar da Ari soylu olup büyük ağabeyimizdirler, diyemiyor. İran coğrafyası veya tarihin geçmiş zemininde sahipsiz bırakılan Cemşit ve Feridun’un imparatorlukları olsa olsa Farsların (Ahamenit) zenginliğidir dedirtmek emelini hiç de masum görmüyorum.

Xanî ve Firdevsi

Önce onunla Firdevsi’nin yakınlığını görelim: Biri otoritesi olan fakat İslam kültür ve siyaseti içinde yok olmaya yüz tutmuş Fars kültürünü, dilini kurtarandır. Diğeri ise 2100 yılı aşkın süredir tarih sahnesine yanaştırılmayan, tüm zenginliği talan edilen ve soysuzlaştırılmaya çalışılan, kadersiz ve de büyük bir bunalıma sokulan Kürtlerin iradesi için bilimli tezler hazırlayandır. İkisi de halklarının çok ender şahsiyetleridir. Çok büyük tasarım perspektiflerine sahiptirler. Filozof Xanî, Firdevsi’den 600-700 yıl sonra yaşadı. Firdevsi onu tanımadı. Xanî’nin Firdevsi’yi tanıdığına şüphesizce karar verebiliriz.

Her iki düşünür yazarın kullandığı ortaklaşa simge iki sayısıdır. Firdevsi de Dehak’ın omzunda iki karayılanı iki aşçı Ermail ve Kermail, Cemşit’in iki kız kardeşi Şehrinaz ve Ernüvaz, Feridun’un iki kardeşi Kiyasnüş, Pürmaye. Bu ikililer ya iyidirler ya da kötüdürler. Kullanılan bu ikililer bir tek simgedirler. Kullanılma gerekçelerinde o simge isimlerin kapsam alanını zenginleştirmek için ikili kullanılmıştır. Belki de Fars halk kültürü- nün belagat tekniği icabı desek daha doğru olur.

Yüce Babamız da Stî, Zîn ve Arîf, Çeko simgeli isimlerin sosyolojik anlamlı kurumları ifade ederken, daha çok iki sayısının felsefik içeriğine önem vermiştir. Karşıtlar tezine, dualiteye bağımlıdır. Felsefik düşüncesinin vazgeçilmez sayısıdır.

Firdevsi’nin Şehname’sinde edebiyatlaşan Newroz destanlarının ana teması çok uzun ömürlü iki devletin sebep olduğu coğrafyanın sosyal ve siyasal tıkanıklığının savaşla önünün açılmasıdır. Her iki olayın zafer günü Newroz günüdür. Her iki tarihi olayın kazananı, bugün sürünen bir halkın tarihi atalarıdırlar.

Xanî, Cizîra Botan mekânında Newroz gününde ilk buluşmayı gerçekleştirdi. Nasıl ki Firdevsi’nin coğrafyamızda iki Newroz devrimi varsa Xanî de Kürt halkının ve coğrafyanın, dünyanın sosyal-siyasal düzenlerinin devrimine Newroz gününü başlangıç yaptı. O taze günde, taze gençlerinin tanışması, tasarım dehasıdır. Çünkü hazırlanan “ulus-devlet” tezi tarih sahnesinde de ilktir. Eğer gerçekleşirse sosyal yaşamda yepyeni bir devrim gerçekleşmiş olacaktır. Zamanın insan ve mekân boyutuna göre tasarlanması büyük düşüncenin mahsulüdür. Tasarımcı dehasıyla Xanî mekânı Cizîra Botan, insan boyutunda Kürt halkının geleceğinin kurucuları genç kuşak simgelerini seçti. Bu simge şahısların birlikteliğinin gereğini tereddütsüz kaydetti. Birlikteliğin ilk anı tanışmadır. O halde mekân ve insana en uygun zaman seçilmeliydi. Bu tanışma zamanı, tarihi olmalı. Kültürel olmalı, adaletli, aydınlıklı, aşk ve gönüller pazarı olmalıydı.

Tasarımda, zamanın astronomi kurallarına nasıl uygunluğu düşünülmüşse aynı şekilde Kürt kültür adetlerine göre de meşruluğu düşünülmüştür. Güneş’in bağımsız hareketinin “koç burcu” ile konumlarından yeni bir zaman başlayacaktır. İşte bu ara kesitte evler ve konaklar boşalıp kapılar açılacaktır. Herkes eşit koşulda zamanın bayramına hedeflenecekti. Bu anda ifade edilmek istenen Stî ve Zîn saraydan, Memo ile Tacdîn de evlerinin açık kapılarından meydanlarla buluşacak ve tanışacaklardır.

Düşünüldüğünde Stî ve Zîn beyin kız kardeşlerdir. Tacdîn vezirin, Me-mo ise saray kâtibinin oğludur. O halde bayramlarda veya sair günlerin birinde karşılaştırılıp tanıştırılması hiç de zor değildi. Tasarımcı Xanî, böylesi sıradan bir zaman dilimini seçtiği zaman, senaryosu yazılan “ulus devlet” tezinin anlam ve özellikleriyle simgeleştirilmiş bu isimlerin kurgusuyla hiç bağdaşmazdı. O zaman Mem û Zîn sıradan bir (çîrok) hikaye, destan olurdu. Zaman, mekân ve insan uygunluğundan bahsedemezdik.

İnsan boyutunda ise tanıştırılmak istenen dörtlü (Stî, Zîn ve Tacdîn, Memo) güneş yüzlü ümit ve adaleti kuracak özelliklerle donatılmış genç nesillerdir. Onlarla ifade edilen figürlerle Kürtlerin yeni tarihinin başlangıcı yazılacaktır. Gençler hür mekânda, hür zamanda birbirleriyle karşılaşmalıdırlar. Onların seçme uygunluğu tamamıyla karşılıklı kabule dayanmalıdır. Kabul denkliktir, hürlüktür, adalettir. Dikkat edildiği zamanın uygunluğu bilimle, buluşmanın uygunluğunu örf, adet yani kültürle ifade edilip meşruluk kurulmuştur.

Newroz’da kapıları açılıp dar yaşam alanı konutlardan çıkış benzeri binlerce yıl bölük bölük boylar haline sokulmuş Kürt halkının özgürlüğüne, geniş alan yurduna çıkın diyen Xanî’nin bu dehasına eğilmek lazımdır diyorum. Bu çıkış, meşruluğunu bilimden, kültür ve tarihten almış ve mühürlüdür. Kürt halkı Cemşit’in ve Kawa’nın Newroz’u gibi bu çıkışta da tüm kölelik zincirlerini kırıp, söküp tarih dehlizine fırlatıp atacaktır. Karanlık talihine yeni günde (Newroz’da) Xanî’nin kurtuluş destanıyla dur diyecektir.

Newroz, özgürlüğün tarihten gelen sesi ve barışın bayramıdır

Çok açık ifade ile Newroz mitolojisinin tüm figür ve olaylar zincirinin tanıtım çizgilerinin kaynağı Avesta din kitabıdır. İlk Avesta (Zend Avesta) Med (Mad) Devleti zamanında yazılmıştır. O halde Kawa, Feridun ve Dehak’ın Newroz mitolojisi, Med’in zaferi din dilekli, kutsal söylemlidir. Asur hükmünün ortadan kaldırılışının belgesidir. Med’i Kürdün atası olmaktan çıkarıp nesilsiz, varissiz bırakan Firdevsi’ye ne diyelim? Cevabı bellidir. O cevabı da gelecek akademisyenlere bırakıyorum.

Her iki Newroz takdimindeki ana taban asırlarca Mezopotamya’da hüküm süren Akad ve Asur devletlerinin yerlerine Kasit ve Med devletlerini geçmeleridir. Yer değiştirmeler, savaşlarla sağlanmıştır. Savaş ve zaferlerinin başlangıçlarının etiketi olarak 21 Mart gününü benimsemişlerdir. Her iki zaferin hikmeti Güneş’in kutsallık inancından alınmıştır. Akad ve Asur Sami soylu, Kasit ve Med Kürt soylu devletlerdir. Bunları düşününce, bazı Arap aydınların Kürt soyuna tarihi kinle küfretmelerine belki anlayışla bakmak olasıdır. Ama etik davranmayan büyük Firdevsi’ye cevabını, yüce Babamız Xanî bilimle vermiştir.

O bu bayramın devrime, yeni bir adalete, yeni bir zenginliğe, yeni nesil ve otoritelere başlangıç olduğunu ifade etmiştir. O gün yapılan ve yapılacak açılımların başlangıç anıdır. O başlangıçla serbestliğe, hürriyete koşmanın ümidi, duası, inancı vardır. Tüm Newroz’ların tarihi ne olursa olsun, ortak özelliği halkların hürriyetlerine kavuşma aşkının ululuğu, güzelliği, şirinliği, özlemi ve destanıdır. Sadece savaşla değil bilimin aydınlığında halkların “ulus devlet” kurmasından “demokratik hukuk devleti” formuna ulaşacağını tasarlayan alim Xanî, Newroz gününde başlama startını uygun görmüştür. İstediği adalet, eşitlik, sanat, aşk, verim ve şefkattir. Yeni günde, karanlık tarihi sona erecek halkların ümit ışığıdır. Bu değerlerin hazinesi günlerin sultanı NEWROZ’dur.

Biz insanız. Bizim din kültüründe veya bilim tekniğindeki iman ve irademizin ifadesi bağımsızlıktır. Hür olmak, insanlığın mayasıdır. Tüm insanların ve tüm bölge halklarının kültürü hepimizin servetidir. O halde Newroz ortak değerimizdir. O günün özgürlük destanında kol kola, can cana, yüz yüze duralım.

Her olayın, her zamanın bir uygun başlangıcı vardır. Özgürleşmenin, mutluluğun, aydınlanmanın sevdalısı olmanın bayramını kuralım. Bu zaman “yeni gün“ de Newroz Bayramı olsun. Newroz’unuz kutlu olsun.

H.MEM

Kaynakça
1. Prof. Dr. Mehrdad R. Izady; Bir El Kitabı Kürtler, Doz yayınları, İstanbul, 2004, s. 421 2. Şeref Han; Şerefname (Kürt Tarihi), Çeviri M. Emin Bozarslan, Deng Yayınları, İstanbul, 2006, s. 19 3. Ehmedê Xanî; Mem û Zîn (Kürdçeden Türkçeye çeviren M. Emin Bozarslan, Deng Yayınları, İstanbul, 1996, s. 214 4. Firdevsi, Şehname 1. (Çev. Prof. Necati Lugal), Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1974, s. 30-75 Not: Bu konuda detaylı bilgi edinmek isteyenler İstanbul Kürt Enstitüsü Yayınlarından çıkan “Xanî ve Newroz“ adlı çalışmamıza baş vurabilirler. Bu çalışmamız daha sonra da Zana Farqînî’nin Kürtçe çevirisiyle “Xanî û Newroz“ adıyla tekrar İstanbul Kürt Enstitüsü tarafından basılmıştır.

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA