Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

Türkiye ‘işgal’ peşinde

Türkiye Suriye ile tırmanan gerginlikten tampon bölge çıkarma hesabı yapıyor. Anında muhalefet ile görüşen Türkiye’nin Suriye’de tampon bölge oluşturma hazırlıklarını hızlandırdığı kaydediliyor.


Arap Birliği’nin Suriye’nin üyeliğini askıya almasının ardından Esad yanlılarının Suriye’deki Türkiye, Suudi Arabistan ve Fransız temsilciliklerine yaptığı baskın Türkiye-Suriye ilişkilerini iyice gerdi. Türkiye’nin restine Suriye de “tutumumuz Türkiye’nin tutumuna bağlı değişir” restiyle yanıt verdi. Ayrıca baskından hemen sonra muhalefetle görüşen Türkiye’nin sınırda “tampon bölge” oluşturma hazırlıklarını hızlandırdığı ve 5 ila 30 km pazarlığı yaptığı kaydedildi.
Tampon bölge pazarlığı
Arap Birliği’nin Suriye’nin üyeliğini askıya almasının ardından Suriye’deki Türkiye, Suudi Arabistan ve Fransız diplomatik misyonlarına Esad yanlılarının sopalı ve bıçaklı saldırıları tepki çekerken, Sünni muhalefetle pazarlık yapan AKP hükümetinin sınırda tampon bölge oluşturma gayretini artırdığı vurgulandı.

Türkiye’nin, Suriye sınırına 5 kilometrelik bir tampon bölge kurmaya hazır olduğu ileri sürüldü. Londra’da yayımlanan Eş-Şark El-Avsat gazetesi, önceki gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Suriyeli muhaliflerle görüştüğüne dikkat çekti. Gazeteye göre, Türkiye sınırında 5 kilometrelik bir tampon bölge oluşturulabileceği belirtilirken, Suriyeli muhaliflerin tampon bölgenin 30 kilometre olmasını istediği kaydedildi. Arap gazetesi, Davutoğlu’nun, Fas’ta bu hafta yapılacak Türk-Arap Forumu’nda, Arap mevkidaşlarıyla bu konuyu görüşeceğini de vurguladı.

Eş Şark El-Avsat’a konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün danışmanı Erşad Hürmüzlü ise Arap Birliği’nin Suriye’nin üyeliğini askıya aldığına işaret ederek, Arap desteğin ardından benzer bir tavrı uluslararası toplumun da göstermesi halinde, tampon bölgenin oluşturulmasının mümkün olduğunu söyledi.

Asıl niyet!

Hürmüzlü, amacın Suriye’deki sivillerin korunması olduğunu kaydetti. Buna karşın Şam ile diplomatik ilişkilerin kesilmeyeceğini ve büyükelçinin de çekilmeyeceğini söyledi. Ancak Türkiye’de Kürtlerin meclisteki partisi BDP’ye operasyon yapan yüzlerce yöneticisi ve üyesini cezaevine dolduran, içerideki askeri operasyonları sınırötrsi hava harekatına dönüştüren AKP hükümetinin niyetinin sivilleri korumak olmadığı biliniyor. Hükümet Suriye’deki Kürt hareketinin gelişip, Irak, Türkiye ve İran’daki Kürt mücadelesiyle birlikte hareket etmesini, kimlik-kültürel haklarını kazanmasını ve özgür olarak varlığını sürdürmesini engellemeye çalışıyor. Bunun için en önemli engel olarak PKK’yi görüyor, bu minvalde Suriye Kürtleri ile PKK arasında bir sinerji yaratılmasını önleme gayreti içinde. Irak’a giriş tezkeresi reddedilince bölgedeki Kürt kentlerini işgal edemeyen Ankara bu kez Suriye’deki Kürt kentlerini ezmek istiyor. Türkiye bu çerçevede Müslüman Kardeşler ağırlıklı Sünni muhalefetin Antalya ve İstanbul toplantılarına öncülük yapmıştı. Bu gruplar Ankara desteğiyle Suriye Ulusal Konseyi’ni kurmuştu. Davutoğlu elçilik baskınlarından sonra 13 Kasım akşamı Suriye Ulusal Konseyi yürütme kurulu üyelerini ağırlamıştı. Davutoğlu dün de Suriye’deki diplomatik temsilciliklere yapılan saldırılara ilişkin olarak, bu saldırılara karşı en kararlı tutumu alacaklarını söyledi.


AB’den yeni yaptırım

AB dışişleri bakanları, Suriye’ye yaptırımları ağırlaştırdı. İlave yaptırımlar kapsamında Şam yönetiminin şiddet politikasında sorumluluğu bulunan 18 yetkilinin AB’deki mal varlıkları donduruldu ve bu kişilerin AB’ye seyahatleri yasaklandı. Avrupa Yatırım Bankası’nın Suriye’ye kredi musluğu da kapatıldı.. Suriye’de diplomatik temsilciliklere saldırılar da şiddetle kınandı. Ürdün Kralı Abdullah da, Beşar Esad’a “yerinde olsam yönetimi bırakırdım” dedi.
 

Şam’dan rest: Komploya karşı komplo

Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim, Arap Birliği’nin Suriye’nin üyeliğini askıya almasının “son derece tehlikeli bir adım” olduğunu söyledi. ABD’yi Birliğin “gayri resmi üyesi” olarak nitelendiren El Muallim, ABD’nin Arap Birliği’nin kararından memnuniyet duymasının “fitnecilikle aynı anlama geldiği” görüşünü de savundu. El Muallim, Arap Birliği’nin kararına rağmen “Libya’daki senaryonun Suriye’de tekrar etmeyeceğini” belirtti. El Muallim Suriyelilere seslenerek, “Gelecekle ilgili endişeniz olmasın. (Suriye) Halkın iradesi ve ulusal birlik sayesinde daha da güçlü çıkacak” dedi. Muallim, Türkiye ile ilişkilerin geleceğinin ise Ankara’nın tutumuna bağlı olduğunu söyledi. Muallim, “Türkiye ile 10 senedir yapılan anlaşma ve yakınlaşmaların devamını istiyorlarsa buna hazırız. Bu süreci durdurmak istiyorlarsa buna da hazırız. Bize komplo kurmak istiyorlarsa, buna da hazırız.” dedi. Muallim, ülkedeki diplomatik misyonlara düzenlenen saldırılar için de özür diledi. El Muallim, Şam’da düzenlediği basın toplantısında, “Dışişleri Bakanı olarak, yabancı misyonlara yapılan bu saldırılar için özür diliyorum” dedi. Viyana Sözleşmesi çerçevesinde elçiliklerin güvenliğinden sorumlu olduklarını belirten El Muallim, bu olayların tekrarlanmayacağını umduğunu söyledi.

Suriye Dışişleri Bakanı El Muallim, Rusya ve Çin’in BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye’yle ilgili tutumunu değiştirmeyeceğinden emin olduğunu da belirterek, ülkeye yabancı müdahale olacağını sanmadığını kaydetti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dün üyeliği askıya alma kararına karşı çıkarak, batıyı Suriye’de muhalefeti kışkırtmakla suçladı. ABD ile füze kalkanı pazarlığı yapan Rusya’nın bu kararında ne kadar direteceği merak ediliyor. Çin de Suriye’ye Arap Birliği’nin planını hayata geçirme çağrısı yaptı.