Kurmes Dernegi Resmi Web Sitesi

'38'i unutmadık, unutmayacağız' Zere Ana Anlatti

Almanya’nın Stuttgart kentinde 'Dersim '38 Soykırımı ve Uluslararası Arena' başlığı altında düzenlenen panelde Dersim Katliamı tartışıldı. Panele konuşmacı olarak Dersim 38'in tanığı Zere Gayer, Avukat Erdal Doğan ile yazarlar Haydar Işık ve Munzur Çem katıldı. 

 
 
Arena Kulturhaus‘ta önceki gün yapılan panele yaklaşık 500 kürdistanlı ve dostları katıldı. Panelin düzenleyen Soykırıma Karşı Dersim Topluluğu 1937/1938 İnisiyatifi'nden (Dersim Geselschaft Gegen Genozid İn Dersim 1937/1938) Ayfer Ber, açılış konuşması yaptı. Ayfer Ber, "Bugün Kürt soykırımı hayatın her dalında sürdüğüne göre, Dersim 38 Soykırımı devam ediyor. Dersim’de katliam yapıldığını söyleyen Sayın Başbakan, Dersim'de 38’den beri hızını kaybetmeden süren ve kendi iktidarı sırasında daha da şiddetle yürütülen soykırıma engel olmadıkça, özrün anlamı ve değeri yoktur. Dersim’de yapılan katliam değil, soykırımdır. Dersim arşivleri açılmalı, katliamın adı olan 'Tunceli' çöpe atılmalı ve Dersim adı geri verilmeli. Ayrıca Dersim'i yok etmek için yapılması planlanan barajlardan da vazgeçilmeli ve Dersim'in kayıp kızları açıklanmalıdır" dedi. Ber, ayrıca Dersim Soykırımı'nın gündemleştirmek için Şubat 2012'de Avrupa Parlamentosu'nda yapacakları konferans dahil olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütleri ve partilerle birlikte bir dizi çalışma yürüteceklerini de sözlerine ekledi. 
Programa Dersim Soykırımı'nın canlı şahidi Zere Gayer de Fransa'nın Strasbourg kentinden gelerek, yaşanılanları anlattı. 

'Çarpıklıklar var'
Yazar Haydar Işık şunları söyledi: "20 milyonluk büyük bir halk olmamıza rağmen halen ağır hareket ediyoruz. Avrupa’ya baktığımızda Lüksemburg gibi bir kaç yüzbinlik topluluklar devletleşmiş. Ama biz Kürtler aramızda birlik sağlayamadığımız için daha bu durumdayız. Onun için kendimizi sorgulamamız lazım. Bizler Piran’da daha sonra 1930'da Zilan’da katledildik. Ardında bilinen 37-38 soykırımı. Eğer Kürt halkının mücadele örgütü olmasaydı; biz yoktuk ve bugün burada olamazdık. Buna rağmen, bizi katleden, soyumuzu kurutmak isteyen, Atatürk’ün posterleri altında(!) cem kuruyoruz. Bu nasıl çarpık bir şeydir. Atatürk'ün yolunda yürüyen Kamer Genç’e oy vermemiz gibi. Dersim’de soykırımı yapıldı. Ama biz, ancak 70 sene sonra, 2008'de burada ilk olarak bir konferans düzenleyebildik. Bize bu gücü veren YEK-KOM, KNK, Diyarbakır ve Kürt halk mücadelesiydi. Onların bize verdiği güç sayesinde bu duruma gelebildik. Onun için artık zaman birlik- beraberlik zamanıdır." şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
Araştırmacı-yazar Munzur Çem de "Bugün nasıl ki Dersim, devletle uyuşamıyorsa, Osmanlı sürecinde de öyleydi. Çünkü, Osmanlı'yla dini, dili, ırkı ve kültürü aynı değildi. O yüzden Dersim’de yüzyıllardır süren katliam ve soykırımlar günümüzde de devam ediyor" dedi. Çem, Dersim tarihini araştırmalarına dayanarak, anlattı.
Avukat Erdal Doğan ise şunları ifade etti: "1990’larda yapılan katliamların 1937-38’den hiçbir farkı yok. Bu süreçte de, o zaman yapılan katliam ve imhalar devam ediyor. Hukuksal çalışmalarımıza delil oluşturmak için tespit ettiğimiz toplu mezarların açılması için bile artık müraacat yapamıyoruz. Çünkü, açmak için müraacat ettiğimiz toplu mezarlara bizden önce gidip, insan kemiklerini, hayvan kemikleriyle değiştiriyorlar. Hukuksal çalışmalarımızı engellemek için, zaman aşamasını bahane etmek istiyorlar. Ama, katliam ve soykırım suçları hiçbir şekilde zaman aşamına uğramaz. Bu mağduriyetler ve yüz yıllardır yapılan katliamlar hep vardı, hep var. 38 soykırımının tanınması, çok mühimdir. Ancak bu soykırım tanındığı zaman, bu tür mağduriyetler giderilebilinir. Kılıçdaroğlu da, Dersim soykırımı'nı 'bir isyan vardı. O isyan bastırıldı' demekle bu soykırımcıların parçası haline gelerek suç işliyor. Bu durum dikkate alınması gereken çok mühim bir şeydir." 
Programın son bölümünde yönetmen Özgür Fındık’ın yaptığı Kara Vagon belgeseli izlendi. Sanatçı Ali Baran da programa müzik dinletisiyle katkıda bulundu.

 

GÜL GÜZEL - STUTTGART

 


2

55



YENİ ÖZGÜR POLİTİKA